27 Nisan 2010 Salı

YÜZLEŞME

Yaşadığım her şey basit bir döngü içinde sürüp gitse de hayatın içindeki tutsaklıkları ağır bedellerle ödeyeceğim. Gün görmemiş zamanları kendime dar ediyorum farkında olmadan. Mahiyet ile muamma arasında bir yerde sıkışıp kalmak bedenime acılar veriyor. Başlangıç noktasına geri dönmek istesem de zaman geriye gitmiyor . Bir son var ki; huzura kavuşacağım an-ı bekliyorum. Bazen izlendiğimi, hareketlerimin dahi kontrol edildiğini düşünüyorum. Ama henüz bekleme aşamasında olduğum için ulaşamadığım adım atamadığım set duvarlarla karşı karşıya kalıyorum. Ben ve bu süreç aksi yönlerde akıp gittiği için mutluluk kendini nötr ediyor. Bilinçsizce hisler donup kalıyor bir yerlerde. Şiddetli baskı çözümlese de tıkanıklığı sel olup gitse de, durdurulmaz basınç engellenemiyor. İşte o zaman çaresiz miyim yoksa çare ben miyim bilemiyorum. Yanlış nerde yapıldı peki? Düşündüğümde insancıl fikirlerim beni doğru yolda olduğuma inandırsa da şüphe duyulan her şey daha da çıkmaza giriyor. Beynimin arka sokakları hep tehlikeli geliyor geceleri kafamı yastığa koyduğum zaman. Aslında esas tehlike insanın kendi korkuları değilmi dir? Bir yerlerde ki yanlış başka yerlerde kendini temize çıkarmaya çalışırken tehlike faciaya dönüşüyor istemeden. Sahte yüzlerin içinde kendimle muhakemeye bile kalkamıyorum. Vicdanımla, kederimle, hasetimle yüzleşemiyorum.

5 yorum:

Unknown dedi ki...

Mahiyetinizi sıkışmışlık, muammanızı da beklemek gibi okuyorum. Uyanırken yatakta geçirilen 3-5 dakika uyku ve uyanıklık. Sonrası ayaklanma.

tozlu sandık dedi ki...

Merhaba Hacivat....
Karışık duygularıma ve dünyama hoşgeldin....

Unknown dedi ki...

Karışık duygular, karıştırılmak için varlardır. Selam.

aze... dedi ki...

çekimlerinde photoşhop kullanmadançekmen daha güzel olur diye düşündün umarım nacizane eleştirime kızmazsın. yüregine sağlık... aze

tozlu sandık dedi ki...

'aze' eleştiriniz beni onurlandırdı.... Teşekkür ederim.